Ana SayfaDİŞİTAL SESLERAşağı bakmayacağız

Aşağı bakmayacağız

Biz bu komutu çok iyi biliyoruz. Biz bu toprakların kadınları olarak bu komutu kimseden almasak bile kendi iç sesimizden duyuyoruz.

Boğaziçi Üniversitesi’nin atanmış rektörü Melih Bulu’yu meşru bulmayan öğrenci ve akademisyenler atandığı ilk günden bu yana Bulu’nun istifası ve rektörün demokratik seçimle atanması için eylem başlattı. Barışçıl yollarla süren eylem süresince Güzel Sanatlar Kulübü tarafından düzenlenen bir sergide Kabe’ye saygısızlık yapıldığı gerekçe gösterilerek odağına LGBTİ öğrencilerin oturtulduğu bir linç kampanyası başlatıldı. Kampüse eyleme giden, slogan dahi atmayan gençlere bir polisin “aşağı bak” komutuna yönelik başlatılan #AşağıBakmayacağız hareketi ise direnişin yeni sembolü olarak sosyal medyada yerini aldı.

“Başını öne eğmek” deyimi utanmayı, mahcup olmayı anlatır. Kadınların varoluşları dahi bir utanç malzemesi olarak sunulur kimileri tarafından. Utanmıyor musun açık giyinmeye, derler. Utanmıyor musun regl olduğunu söylemeye? Utanmıyor musun hamile karnını belli etmeye? Bedeninden, varoluşundan utandırılır kadın, doğduğu ilk günden başlayarak, sistematik olarak ve tarih boyunca.

Bu ülkenin kız çocukları memeleri büyümeye başladığı ilk anda omuzları içe dönük yürümeyi öğrenir, gizlemek için yeni çıkan memelerini. Sokakta yalnız yürürken bir grup erkeğin önünden geçerken kendisine laf atılacağını bilir. 13-14 yaşlarından itibaren deneyimlemiştir bunu çünkü. O sebeple o erkek grubunun önünden geçerken kimsenin gözünün içine bakmaması gerektiğini öğrenir, başını öne eğer muhatap olmamak için türlü çirkinliklerle. Kişiyi yüzünüze bakamaz halde tutmak bir tür tahakküm yöntemidir. “Benden kork, ben senin için bir tehdidim” demenin bir yoludur.

Yaşamının büyük çoğunluğunu Türkiye’de geçirmiş olup da kendisine sokakta hiç laf atılmamış bir kadın var mıdır? Hiç sanmıyorum. İşte tam da bu yüzden kimse değilse bile iç sesi artık “önüne bak” derken kadına, “başını kaldırma, aşağı bak”.

Bugün kadın hareketinin, LGBTİ aktivizminin geldiği noktada kadınlar bunun bir tahakküm yolu olduğunun farkında. Bu iç sesin kendi kendine gelişmediğinin, bunun içimize içimize tarih boyunca ekildiğinin farkında. Tam da bu yüzden artık baş kaldırıyor. Baş kaldırmak, ne kadar anlamlı bir metafor.

Birinin gözünün ta içine bakmak cesaret gerektirir. Bu bir tür meydan okumadır. Utandığın, korktuğun, çekindiğin birinin gözünün içine bakamazsın, başını yere eğersin ya; eğmediğinde “utanacak bir şeyim yok” demiş olursun, “senden korkmuyorum”.

Boğaziçi direnişi bu başkaldırışı bir kez daha hatırlattı hepinize. Başımız dik! Aşağı bakmayacağız!

 

* #AşağıBakmayacağız hareketi başladıktan sonra Türk Polis Teşkilatı sosyal medya hesaplarında ilgili videoyu tekrar dolaşıma sokarak polis memurunun “Aşağı bak” değil “Aşağıdan” dediğini öne sürdü. Öyle dahi olsa polis memurlarının kamu güvenliği için tehlike oluşturmayan, slogan dahi atmayan vatandaşa keyfi şekilde müdahale etmesi ve yolunu değiştirmesini talep etmesi hukuka aykırıdır. İlaveten Polis Teşkilatı’nın yayınladığı videoda da açıkça görüldüğü üzere yapılan müdahale son derece orantısız olup bir güç gösterisine dönüşmüş olduğundan ilgili durum dahilinde “aşağı bak” talimatı zaten sözel olmayan şekilde de dile getirilmiştir.

Photo by Engin Akyurt from Pexels

Dijital Topuklar’da yazılan yazılar, yazarın bakış açısı ve fikirlerini yansıtmakta olup, Dijital Topuklar’ın görüşlerini temsil etmeyebilir.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Must Read